Trabzon'da vali olarak görev yaptığı sırada Şah İsmail'in faaliyetleri sonucu memlekette meydana gelen ve Şiiliğe dayanan iç isyanın tehlikeli boyutlarını gören Yavuz Sultan Selim, ancak babasının yerine geçip iç güvenliği sağladıktan sonra yüzünü doğuya çevirebilirdi. Bunun için önce ağabeyleri ile olan taht kavgalarına son vermek üzere harekete geçti. Yavuz Sultan Selim, içerde huzursuzluğa sebep olan kaynağı kurutmayı düşündü. Bu sebeple düşüncesini gerçekleştirebilmek için derhal harekete geçti. Her ne kadar Stanford Shaw, onun hakkında "II. Mehmed (Fatih)'in enerjik fetih politikasını izlemek ve dünya imparatorluğu kurmak hedefini gerçekleştirmek arzusu ile çıkmıştı" diyorsa da, gerçekte onun hedefi imkanları ölçüsünde İslam birliğini kurmak ve Sünni İslam dünyası için tehlike olmaya devam eden Şiiliğe bir set çekmekti. Bu sebeple biz, onun doğu siyasetini ilk olarak Şah İsmail, başka bir ifadeyle Safeviler ile olan münasebetleri bakımından ele alacağız. Şah İsmail ve Safevilerle İlişkiler Yavuz Sultan Selim'in doğu siyaseti, büyük ölçüde Şah İsmail ve Safevilerle olan ilişkileri çerçevesinde şekillendi. Şah İsmail'in Anadolu'da Şiiliği yayma faaliyetleri, Osmanlı Devleti için ciddi bir iç tehdit oluşturuyordu. Bu durum, Yavuz Sultan Selim'in doğu politikasının temelini teşkil etti. Yavuz Sultan Selim, Safevilerle olan mücadelesinde, Sünni İslam dünyasını koruma ve birleştirme hedefini güttü. Bu amaç doğrultusunda, Şah İsmail'e karşı kazandığı Çaldıran Savaşı, Osmanlı Devleti'nin doğu siyasetinde dönüm noktası oldu. Çaldıran Savaşı, Safevi tehdidini büyük ölçüde bertaraf etti ve Osmanlı'nın doğudaki hakimiyetini pekiştirdi. Doğu Politikalarının Sonuçları Yavuz Sultan Selim'in doğu siyaseti, Osmanlı Devleti'nin İslam dünyasında liderlik rolünü pekiştirdi. Şii-Sünni çatışmasını sınırlamak ve Sünni İslam dünyasını birleştirmek amacıyla yürütülen bu politikalar, Osmanlı'nın doğudaki pozisyonunu güçlendirdi. Yavuz Sultan Selim'in Safevilerle olan mücadeleleri, Osmanlı Devleti'nin doğu sınırlarında kalıcı bir etki bıraktı. Bu mücadeleler, Osmanlı'nın doğu ve güneydoğu bölgelerindeki hakimiyetini pekiştirdi ve bölgedeki diğer Müslüman devletler üzerinde de Osmanlı'nın etkisini artırdı. Yavuz Sultan Selim'in İslam Dünyasındaki Yeri Yavuz Sultan Selim'in doğu siyaseti, sadece askeri zaferlerle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda, İslam dünyasında Sünni birliğini sağlama çabaları, onun liderlik rolünü pekiştirdi. Bu bağlamda, Yavuz Sultan Selim'in doğu siyaseti, Osmanlı'nın İslam dünyasındaki liderliğini güçlendirdi ve bu liderliği kalıcı hale getirdi. Sonuç olarak, Yavuz Sultan Selim'in doğu siyaseti, Osmanlı Devleti'nin iç ve dış politikalarında önemli bir dönüm noktası oldu. Onun Safevilerle olan mücadelesi, Osmanlı'nın doğuda kalıcı hakimiyetini sağladı ve İslam dünyasında Sünni birliğini pekiştirdi. Bu çabalar, Osmanlı Devleti'nin doğu politikalarının temel taşlarından biri olarak tarihe geçti. |
Nur
12 Temmuz 2024 CumaYavuz Sultan Selim'in Şah İsmail ve Safevilerle olan mücadelesi sırasında, Anadolu'da Şiiliğin yayılmasına karşı nasıl bir strateji izledi? Bu strateji, doğu politikasının temelini nasıl şekillendirdi?
Cevap yazAdmin
12 Temmuz 2024 CumaNur Hanım,
Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail ve Safevilerle olan mücadelesinde Anadolu'da Şiiliğin yayılmasına karşı çok sert bir strateji izledi. Öncelikle, Anadolu'daki Şii nüfusun etkisini kırmak amacıyla ciddi tedbirler aldı ve bu çerçevede Şii ileri gelenlerine karşı sert yaptırımlar uyguladı. Bunun yanında, Osmanlı merkezî otoritesini güçlendirerek ve Sünniliği destekleyerek, Şii etkisini zayıflatmaya çalıştı.
Bu strateji, doğu politikasının temelini oldukça belirleyici bir şekilde şekillendirdi. Osmanlı Devleti'nin Safevi Devleti ile olan mücadelesi, Yavuz Sultan Selim'in bu sert politikaları sayesinde başarılı bir şekilde yönetildi. Bu dönemde, Osmanlı Devleti'nin Sünni kimliği daha da belirgin hale geldi ve Safevilerle olan sınır güvenliği sağlanmış oldu.
Saygılarımla.